Karakoyunlu Nüfusu Kaç? Sessiz Bir Çöküşün Hikâyesi mi Yazılıyor?
Küçük Bir İlçeden Daha Fazlası: Karakoyunlu’nun Sessiz Çığlığı
Karakoyunlu… Belki haritada gözünüzden kaçan, belki de adını ilk kez duyduğunuz bir yer. Ama emin olun, bu küçük ilçenin nüfusu sadece rakamlardan ibaret değil. Çünkü o rakamların arkasında terk edilmiş sokaklar, kapanan okullar, işsiz gençler ve suskunlaşan bir gelecek yatıyor. Peki asıl soru şu: Karakoyunlu’nun nüfusu neden azalıyor ve bu sessiz çöküşü kim durduracak?
Türkiye’nin en doğusundaki Iğdır iline bağlı bu ilçe, son yıllarda ciddi bir nüfus kaybı yaşıyor. Resmî verilere göre Karakoyunlu’nun nüfusu 2024 itibarıyla yaklaşık 2.900 civarında. Düşünebiliyor musunuz? Bir zamanlar hayatın canlı aktığı bir yer, bugün koca bir köy büyüklüğünde. Peki bu dramatik küçülmenin arkasındaki gerçekler neler?
Göç: Umudun Peşinden Gidenlerin Hikâyesi
Karakoyunlu’nun nüfusundaki düşüşü anlamak için önce göç gerçeğine bakmak gerekiyor. Gençler, işsizlik ve geleceksizlik korkusuyla büyükşehirlere akın ediyor. Kim suçlayabilir ki? Üniversite mezunu olsanız bile iş bulma ihtimaliniz neredeyse sıfır. Tarım deseniz, yıllardır desteklenmeyen, kuraklık ve düşük gelirle boğuşan bir sektör. Sanayi zaten yok. İnsanlar da mecburen doğdukları toprakları bırakıp umutlarını başka yerlerde arıyor.
Ama bu sadece bireysel bir tercih değil; devlet politikalarının ve yerel yönetimlerin başarısızlığının en açık sonucu. Yatırım yapılmıyor, altyapı gelişmiyor, gençlere umut verilmiyor. Ve sonuç? Boşalan köyler, yaşlanan nüfus ve yok olmaya yüz tutmuş bir sosyal doku.
Nüfusun Azalması Sadece Bir Rakam Meselesi Değil
Belki “ne var yani, küçük yerlerin nüfusu azalır” diye düşünebilirsiniz. Ama mesele bundan çok daha derin. Çünkü nüfus azalınca okul kapanıyor, sağlık hizmetleri yetersizleşiyor, ulaşım ağı zayıflıyor. Kısacası devletin gözü oradan çekiliyor. Sonra ne oluyor? Geriye sadece yaşlıların kaldığı, gençlerin yüzünü unuttuğu hayalet bir yerleşim yeri…
Üstelik bu sadece Karakoyunlu’nun sorunu değil; bu tablo Türkiye’nin doğusundaki birçok ilçenin ortak kaderi. Yani mesele, bir ilçenin nüfusu değil; ülkenin doğusuyla batısı arasındaki uçurumun büyümesi.
Yok Oluşa Doğru: Peki Kim Sorumlu?
İşte burada tartışılması gereken en önemli konuya geliyoruz: Bu gidişatı kim durduracak?
Merkezi yönetim mi, yatırım yapmayan, projeler geliştirmeyen devlet mi?
Yoksa kendi sorunlarını bile dile getiremeyen yerel yönetimler mi?
Belki de sessizce olup biteni izleyen bizleriz…
Bu soruların cevabı yoksa, geleceği de yok. Karakoyunlu gibi onlarca ilçe birer birer haritadan silinmeye mahkûm olacak.
Kültürel ve Tarihî Miras da Tehlikede
Nüfus azalması sadece ekonomik bir kriz yaratmıyor; aynı zamanda kültürel bir çöküş de beraberinde getiriyor. Yüzyıllardır varlığını sürdüren gelenekler, diller, hikâyeler artık anlatılmıyor çünkü onları yaşatacak kimse kalmıyor. Bir yerleşimin ruhu insanıyla vardır; insan gidince, ruh da kaybolur.
Provokatif Bir Soru: Belki de Karakoyunlu Kurtarılmak İstemiyor mu?
Belki de asıl soru şu: Gerçekten kurtarmak istiyor muyuz? Yoksa “küçük ilçeler zaten küçülür” diyerek bu yok oluşu normalleştirip, vicdanımızı mı rahatlatıyoruz? Karakoyunlu, Türkiye’nin kalkınma politikalarındaki çarpıklığın bir aynası gibi. Ve bu aynaya bakmaya cesaret eden çok az insan var.
Sonuç: Ya Değişim Ya Sessiz Bir Son
Karakoyunlu’nun nüfusu bugün 3 binin altına düşmüş olabilir ama bu sadece bir istatistik değil; bir ülkenin kalkınma anlayışının sınıfta kaldığının kanıtıdır. Eğer köklü adımlar atılmazsa, bu ilçe gibi onlarcası daha tarihe karışacak. Sorun “kaç kişi kaldı?” değil; neden bu kadar azaldı ve biz ne yaptık da böyle oldu?
Belki de artık bu soruları sormanın, cevabını talep etmenin zamanı geldi. Çünkü Karakoyunlu sadece bir ilçe değil, sessiz sedasız ölen bir hayalin adı.